Bir süre uyku meseleleri ile ilgili yazacağım, çünkü 4. ayımız tamami ile uyku sorunuyla uğraşmakla geçti, uzunca bir süre de geçeceğe benziyor.
Bilge'nin uyku ile ilgili bir kaç problemi var, bazıları Türkiye'de problem olarak görülmese de. Bunlardan birincisi kendi kendine uyuma-uyuyamama hadisesi. İkincisi kısa gündüz uykuları. Üçüncüsü sık gece kalkmaları. Dördüncüsü uykuyla kavga etme. Önce ilk önceliğimiz olan kendi kendine uyuma meselesi ile başlayayım dedim.
Memlekette kendi kendine uyuyan bebeklere mucize gözüyle bakılıyor, biliyorsunuz. Bu tip mucizeler haricinde bebekler "sallanır", "kucakta gezdirilir", "beşiğe konur", "emzirerek uyutulur" vb.
Bilge 8. haftaya kadar emerek uyudu, zaten tek yaptığı iş de buydu. Karın doyurmak, kakasını yapmak, gazını çıkarmak, kendini rahatlatmak ve uyumak için emmek. Bu esnada ben de kendimi montofon gibi hissediyordum çünkü 7/24 yapışık geziyorduk.
8. haftada, en azından gündüz uykuları için başka bir çözüm aradım, çünkü işe başlayacaktım ve bakıcının Bilge'yi emzirmek gibi bir şansı olmayacaktı. Bu dönemde gündüzleri Bilge'yi ayağımda sallamaya başladım. Başlangıçta iyi bir yöntem gibi gelmişti, elini kolunu oynatmasın diye bir tülbentle sarmalıyor, ayakta salayarak uyutuyor, o uyanana kadar da TV seyredip internette geziyordum. Ayağımdan ek bırakamıyordum, çünkü bıraktığımda uyanıyordu.
12.haftada bakıcımız gelip de benim ayaklarımda bebek salladığımı görünce, "İsterseniz kendi kendine uyumayı öğretelim" dedi. Şahane!
Nasıl yapacağız? Kendi haline bırakacağız, biraz ağlayacak, sonra uyuyacak. Bir iki gün içerisinde de kendi kendine uyumayı öğrenecek. Tamam, biraz ağlayabilir, problem yoktu.
Ancak Bilge biraz ağlayacak bir çocuk değilmiş. İki günümüz kabus gibi geçti. Öylesine ağladı, bağırdı ki, tamam dedim. Bu iş böyle olmayacak. Kendimi Google'a adadım.
Ağlatarak uyutma yöntemi, aslında Ferberizasyon olarak da bilinen, ve birçok bebek-uyku kitabında kesin çözüm gibi sunulan bir yöntem. Ağlamaya bırakma (CIO-Cry it out) ya da kontrollü ağlatma (CC-Controlled crying) gibi iki varyasyonu var. Ağlamaya bırakma en haşin olanı, bırakıyorsunuz ağlıyor. Doğuda bizim kadınlar çok çocuk yaptıklarından ve hepsiyle de ilgilenecek zamanları olmadığından, ağlaya ağaya bir köşede sızıp uyuyorlar, oralarda buna "sefil uyku" da deniyormuş.
Kontrollü ağlatmada ise bebek ağlamaya başladıktan 5 dakika sonra gidip sözle sakinleştiriyorsunuz. Kucağa almak, dokunmak yok. Sonra 10 dakika sonra. Bir dahakine 15 dakika sonra gidiyorsunuz. Uyuyana kadar. Ertesi gün ilk gidişi 10. dakikada, 3. gün 15. dakikada yapıyorsunuz. İşe yarayanlar için deniliyor ki, bütün süreç 3-4 gün sürüyormuş, 4. gün bebek kendi kendine uyuyormuş. Bazı bebeklerin toplam ağlaması 1 saat kadar sürüyormuş. İşe yarayanlar adına sevindim, ama bizim durumumuz oldukça farklıydı.
Bir kere bizim 4. güne kadar bekleme gibi bir durumumuz olmadı, çünkü Bilge ağlamıyor, çığlık atıyor, öylesine kızıyor ki nefesi kesiliyor. Ferberi bir kenara bırakıp başka yöntemler aramaya başladım. Bu sefer karşıma Tracy Hogg ve onun metodları çıktı. Burada iki yöntem var birincisi şşş-pat, ikincisi yatır/kaldır metodu. Hogg sistemine EASY vasıtası ile biraz aşina idim, bir koşu gittim kitabı aldım geldim.
Hogg sisteminde bebeklerin belli bir rutine bağlı tutulmaları esas. Bu rutin, yemek, oyun ve uyku ile ilgili. Bebekler her gün aynı saatte kalkıyor, aynı saatlerde yemek yiyor, oyun oynuyor ve uyuyorlar. İç sistemleri buna göre düzenlenen bebekler, daha mutlu olurlar mı bilinmez ama (Tracy'e göre bebekler rutini seviyorlarmış), en azından ne zaman ne için ağladıklarını bilmek daha kolay oluyor.
Ben kitabı aldığımda Bilge 3.5 saatlik bir rutindeydi (3.5 saate bir besleniyordu yani). Sonra kendi kendine bir gün yeme aralığını 4 saate çıkarınca (16. hafta başında) ben de 4 saatlik rutine geçtim. Tracy'ye göre 4 aylık bebeklerin 4 saatlik rutine geçmeleri gerekiyor, yoksa ciddi uyku problemleri baş gösteriyor. E bizim zaten sürüyle var, bir yerinden tutalım dedik.
Bu problemlerin hangisiyle başlayacaktım, bir kaç günüm bunu çözmekle geçti. Sonunda en temel meselenin kendi kendine uyku olduğuna karar verdim, eğer bunu başarabilirsek rutini oturtmak daha kolay olacaktı, çünkü Bilge'nin uykuya dalma süresini tahmin edebilecektim. Kitaptaki yöntemolan yatır/kaldırla işe başladım. Olayın özü şu, bebeği yatağına koyuyorsunuz, ağlıyor, kucağa alıp sakinleştiriyorsunuz, sakinleştği an tekrar koyuyorsunuz, tekrar ağlıyor. Alıyosunuz ve bu böyle sürüp gidiyor. Neyse efendim, işte ilk gün bunu belki 150 kez yapıyorsunuz, ikinci gün 50'ye düşüyor, 3. gün 5-10'a. Sonra 4. gün koyunca uyuyormuş.
(Aç parantez, bu 3-4 gün olayı şu ki, bebeklerin hafızası 3 günmüş, aynı şeyi 3 gün boyunca yapına eski alışkanlıkları unutuyorlarmış, sistemi resetliyorlar yani).
15. haftayı dolduracağımız Cumartesi gecesi "Ya bismillah" dedim. 1 saat sürdü. Gece kalkmalarında yapmadım. Pazar sabahı ilk uyku için çok mızmızdı, vazgeçtim denemekten, beşiğe koydum. Sonra öğle uykusunda hadi bir kez daha dedim, hakikaten 20 dakika falan sürdü.
O esnada bu Tracy'nin sistemi olan "Baby Whisperer" sitesi ile karşılaştım. Onlara bu yaptığımı anlattım, 4 aydan küçük bebeklere Yatır/Kaldır ağır gelir, şş-pat yap dediler. O da ne ki be?
Şşş-pat şu, önce kendinize bir uyku rutini belirliyorsunuz. Mesela gece uykusu için banyo, beslenme, pijama giyme, kitap okuma, gündüz uykusu için perdeleri çekme, bebekle 2 dakika gezme, ninni söyleme gibi. Her uykudan önce rutini aynı şekilde uyguluyorsunuz. Sonra bebeği yatağına koyuyorsunuz ve ağlıyor (Ağlamama gibi bir durum yok yani). Bu esnada bebeğe yüksek sesle şşş deyip, sırtına elinizle ritmik bir şekilde vuruyorsunuz. 4 aydan küçük bebekler aynı anda 3 şeye birden konsantre olamadıklarından, ağlamayı kesiyor ve uyuyorlar.
Başladık. Valla ilk 5 gün süper gitti diyebilirim. Ben Bilge'nin sırtına değil poposuna vurmayı tercih ediyordum, 5. günde Bilge'yi yastığa koyuyordum, ellerini tutup poposuna vurmaya başladığımda bir noktaya sabitlenip uyuyordu. 5 dakika bile sürmüyordu uyuması. "Allahım" dedim "mucize çözüm".
6. gün Bilge delirdi. Öğle uykularından önce odaya girdiğimizden itibaren çığlık atmaya başladı. İkinci haftamız neredeyse komple bu şekilde geçti. Bazen iş uzayınca tekrar kucağıma alıp sakinleştiriyor, tekrar koyup baştan başlıyordum. İşin komik tarafı, gece uyuma sırası geldiğinde 7 gece arka arkaya mızmız bile etmeyip yan dönmeye çalıştı ve sessizce uyudu. Anlamadığım bir şeyler oluyordu resmen.
Sonra öğrendim ki, biz bu uyku eğitimi esnasında "4.ay uyku gerilemesi" denilen birşeye çatmışız, onu bilahare yazacağım. Bu dönemde bebekler uykuyla savaşmaya başlıyorlarmış. Bizim savaşımız hala devam ediyor ne zaman geçecek bilemiyorum.
Şşş-pat kısa sürede sonuç veren bir yöntem değil. En az bir-iki ayı var. Ama deneyenler diyorlar ki, eğer tutarlı olunursa işe yarıyormuş. Bekleyip göreceğiz.
Ha bir de, Dr. Sears yöntemi var, o da "bebeği nasıl uyutabiliyorsanız öyle uyutun" yöntemi. Sears'a göre gün gelecek kendi kendilerine uyumayı öğrenecekler. O da güzel ama 7 yaşınd ayakta sallanan çocuk hikayeleri duydukça, pek de yanaşamıyorum.
Şimdilik şşş-patla gidiyoruz, gelişmeleri ya da gelişememeleri bildiririz.
Uyku I - Kendi kendine uyuyamayan Bilge
27 Eylül 2009 PazarGönderen Melike Demirbağ Kaplan zaman: 13:32 0 yorum
Etiketler: Ferber yöntemi, leylekten sonra, şşş pat yöntemi, uyku meseleleri, yatır kaldır yöntemi
40 dakikalık Bilge saati
5 Eylül 2009 CumartesiBugün itibari ile resmen 3 aylık olduk, Bilge'nin 90. günü.
Fazla yazamadım ama 3. ayımız bayağı hareketli geçti. En büyük değişiklik bakıcımız Aslı ablanın işe başlaması. Birlikte geçireceğimiz 3 haftanın ilk iki haftası Bilge'nin düzensizliklerini düzene sokmaya çalışmakla geçiyor.
Ben hayatım boyunca düzene inandım. Her ne kadar insanlar bana bebeğin bir makine olmadığını söyleseler de, bebeklerin inanılmaz dakiklikte bir düzeni var. Bebek büyütmek ise onların bu dakikliğini anlamak, müdahale edebildiğiniz yerde müdahale etmek, eğer edilemiyorsa da sizin bu düzene alışmanızı gerekiyor.
Bilge'nin gece uykulrında pek bir problem yok, 2 kere falan emmeye kalkmak suretiyle 10-11 saat kadar uyuyor. Ancak kendisinin öğle uykuları yaklaşık 8. haftadan beri tam 40 dakikalık. Ama saniye şaşmayacak bir 40 dakika bu. Beni ilk başta deli eden bu dakiklik, konuyu araştırdıkça kabus olmaktan çıktı. 40 dakikalık uykularımızın nedeni, beslenme aralarını 3 saate açmamızdan kaynaklanıyor.
Bebeklerin 40'ar dakikalık uyuma periyodları var. Eğer karınları toksa, diğer 40 dakikaya geçiş yapıyorlar. Eğer diğer 40 dakikada beslenme saatleri gelecekse, bedenleri onları uyanık tutmaya çalışıyor. Evet bebekler ruhen makine değil ama vücutları aynen bir makine gibi işliyor, bunu öğrendiğimiz iyi oldu.
Bilge şu an tam 2 saat uyanık kalabiliyor. 40 dakika uyuyor. Yani toplam 2 saat 40 dakika. Eğer ikinci 40 dakikaya atlasa aç kalacağından, tam 40. dakikada gözlerini açıyor. Maalesef bu 40 dakikalık periyod ona yetmediği için de mutsuz olup, durmadan esniyor, huzursuz oluyor.
Geçen haftaya kadar bu huzursuzluk uyumaya geçme döneminde de devam ediyordu. Bunun nedeni de Bilge'yi sallayarak uyumaya alıştırmış olmam. Uykusu gelince "Hadi beni salla" mahiyetinde mırın kırın etmeye başlıyordu. Aslı ablamız sağolsun (kendisi Avrupa mentalitesiyle büyümüş özünde Ukraynalı bir insan), iki haftamız Bilge'yi sallayarak ya da emerken uyumasını engellemek ve bir başka yolla uyumaya alıştırmakla geçti. Bunu bilahare ayrı bir girdi olarak yazacağım. Ama şimdilik şunu söyleyeyim, uykumuz geldiğininde ortalığı yıkarcasına ağlama meselesini çözdük.
Şimdi tek meselemiz, 40 dakikalık periyodları uzatmak ki, bunun da yolu beslenme aralığını açmaktan geçiyor gibi görünüyor. Bizim memlekette böyle düzen işleri pek sallanmaz, saldımçayıra mevlam kayıra mantığı geçerlidir, ama ecnebi böyle değil tabii. Bebeğin uyuma, aktivite ve beslenme saatlerinin düzenenmesine yarıyan bir program var, EASY olarak anılıyor. E (eat) beslenme, A (activity) aktivite, S (sleep) uyku ve Y (you) siz'in baş harflerinden geliyor bu isim. Bebeğin düzenini buna göre ayarlıyorsunuz. Bradaki en kritik noktalar A bebeğin uyumadan ne kadar ayakta kalabildiği ve açlığa ne kadar tahammül edebildiği. Mesela 2 saat uyumadan durabilen bir bebeğiniz varsa 4-saatlik-EASY uygulayamazsınız (Çünkü her kestirme yaklaşık 1.5 saat sürmeli). Ama böyle bir durumda 3.5-saatlik-EASY'ye geçilebilir ki ben önümüzdeki haftalardan itibaren buna başlayacağım. Tabii sütüm Bilge'yi 3.5 saat kesmeyeceği için biraz ek besin desteğimiz olacak.
İnşallah çözeceğiz şu uyku sorununu.
Gönderen Melike Demirbağ Kaplan zaman: 15:13 0 yorum
Etiketler: beslenme meseleleri, emzirme meseleleri, leylekten sonra, uyku meseleleri